2012 SON DURAK MI;
İnsanın beyin yapısı, İlahi, insani algı ve olguları yaşatabilen kozmik bir teknolojik dizayna sahiptir. Bu harika yapının insanın Rububiyet, Resuliyet, Uluhiyet, Kudsiyet sırlarıyla alakalı imkanlarla donatılmış olmasının sebebi, kozmik insan, yani İNSAN-I KAMİL vasfını taşıdığı içindir. Bu yapı kendisindeki şuur ve düşünce rezonans’larını farklı yaşam boyutlarının yanı sıra içinde var olduğu alemlere ve farklı yaşam formlarına yönlendirebileceği gibi, kendi varlığının asıl gayesi olan kendini bilme olgusunu’da taşır. Beyin kendinde bulunan bu olguları tarihler boyunca hep deneyimlemek istemiştir ve deneyimlemiştir. Bilindiği gibi düşünce ve şuur, Kuant’sal boyutta bir nevi Elektro manyetik rezonans’lar olarak işlev görmektedir, yani Evrende var olan yapı ile alakalıdır. Fakat beyin’in bu yapısı günümüzde çok önemli bir değişime uğramaya hamiledir, Schumann Rezonansı kayıtlarını tutan Merkezlerin verilerine göre, 1980 yılından sonra yapılan Schumann Rezonası ölçümlerinde, ortalama 7.8 Hertz olan en büyük Manyetik Alanın Frekansının yükseldiği ve 11 Hertz' in üzerine çıktığı, Ayrıca saniyede 1000' nin üstünde olan Yıldırım ve Şimşek çakmalarının da, saniyede 2000' ne çıktığı tespit edilmiştir. Yani Tüm Dünyayı çepeçevre saran en büyük Elektro Manyetik Alanın, çok uzun süreden beri sabit olan Frekansı 7.8 Hertz' den 12 Hertz' e çıkmış, Aynı zamanda İyonosfer tabakasından Yeryüzüne akan elektrik enerjisi de Toplam olarak eskisinin 2 katına çıkmış bulunmaktadır. İlim, bu artışların kesin nedenlerini açıklayamamakta, Güneşin 11 yıllık periyotlarından kaynaklandığını tahmin etmektedir.
Schumann Rezonansı' nın 1952 yılında keşfedilerek açıklanmasından çok önce diğer Alman Bilgini Hans BERGER, Beynimizin çeşitli aktivitelere göre, değişik Elektrik Dalgaları yayınladığını keşfetmiş ve "Elektroensefalografi" denen veya kısaca EEG denilen bir aletle Beynin çıkardığı değişik Elektro Manyetik Dalgaları kaydetmiştir. Beynimizin yaydığı Elektro Manyetik Dalgaların 5 ana frekansta olduğu tesbit edilmiştir.
Bunlar ; XML:NAMESPACE PREFIX = O
Delta Dalgaları (1-3 Hertz) = Derin uyku, Bilinçsizlik halinde Beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır.
Teta Dalgaları (4-7 Hertz) = Derin gevşeme, Uyuşukluk, Hafif uyku halinde Beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır.
Alfa Dalgaları (7-11 Hertz) = Relaks halde iken ve Uykudan önceki safhada Beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır. (Yakaza hali yaşam dalga boyu)
Beta Dalgaları (11-25 Hertz) = Aktif çalışırken, Dikkat ederken, Bilgi alıp ve verirken Beynin çıkardığı Elektro Manyetik Dalgalardır.
Gama Dalgaları (25-60 Hertz) = Öğrenme, Anlama, İdrak için zihnin zorlandığı sırada Beynin çıkardığı elektro Manyetik Dalgalardır.
İşte son 20 yılda devamlı arttığı tespit edilen Schumann Rezonansı, Akustik Rezonans Yasası gereği, Schumann Rezonansı içinde yaşayan tüm İnsanları ve Canlıları etkileyerek, Onların beyinsel olarak yayınladıkları Elektro Manyetik Dalgaların frekanslarını yükseltmektedir. Diğer bir ifadeyle Schumann Rezonansını 12 Hertz’e yükselmesi demek genel olarak İnsanların Alfa Dalgaları (7-11 Hertz) frekansından, Beta Dalga (11-25 Hertz) frekansına çıkartılması demektir. Başka bir ifadeyle Bu durum, İnsanların Relaks halden-Uykulu halden uyandırılarak Bilinçli hale getirilmesidir. Fakat bu durum aynı zamanda insan beyni’ni Relaks hale yani Meditasyon haline, yani Namazdaki ( SALAT ) haline, yani uykudan önceki uyku ile uyanıklık arasındaki Yakaza haline, yani (7-11 Hertz) Alfa dalga düşünce boyu haline geçebilmesini imkansız’laştıracaktır. Dolayısı ile ancak Relaks ( AKL-I MEAD ) haldeki bir beyin’in aktif düşünce boyutlarının tümünün farkındalığını algılaması söz konusudur. Namespace prefix = 0 düşünce dalga boyutsuzluğu hali,yani beynin tam anlamı ile relaks hale ulaşması ( 7-11 Alfa) düşünce dalga titreşim boyutunu terkedişinden sonra imkansız hale gelecektir. Yani sizin anlayacağınız DİN siklüsü dönemi, ( Beta 11-25 Hertz ) düşünce titrşimi dönemine geçildiğinde yani (2012)’de tamamen kapanacaktır gibi görünüyor. Bu olay sanki Semavi DİN’lerdeki TÖVBE kapılarının kapanması olayını anımsatmaktadır. Yani beşer seviyesindeki ( AKL-I MAAŞ ) ne kadar ibadet ederse etsin ne kadar Meditasyon yaparsa yapsın Transandantal hale (Relax yani AKL-I MEAD)'a ulaşamayacaktır. Evet 2012’de (Beta 11-25) düşünce dalga titreşim boyutuna Güneş sistemi olarak giriyoruz. Bu durum gelmiş geçmiş ve gelecek olan bütün beşer seviyesindeki (Ruhsal) bireysel şuurların hepsini etkileyecektir, şu an yaşayanlarıda ölmüş olanlarıda, herkesi. Daha’da açık ifade etmek gerekirse KOZMO İNSAN modeli olmaya namzet insan bir daha asla İNSAN-I KAMİL vasfını, Transandantal boyutta tanıyamayıp ( İNSAN ) adını alamayacaktır. Ne yaparsa yapsın 2012’deki beta boyutuna geçişten sonra daima beşer ( AKL-I MAAŞ ) düşünce frekans’ında kalacağı için, beşer düşünce boyutunun ilerisinde, ileri zeka seviyesi varlıkları olan CİN ve MELEK’lerin düşünce titreşim boyutlarına ( MÜLHİME )'ye şimdikinden çok daha kolayca ulaşılabilecektir. Unutmamalıdır ki bu durum LAHUT’İ manada bir kazanım değildir, hatta beşer için çok büyük bir kayıptır. Fakat bazı çevrelerin bu ileri zeka boyutuna geçiş olayını insanlığa bir müjde imiş gibi göstermeleri, kendilerinin aslı olan İNSAN-I KAMİL vasfını, ve yine aynı vasfın HAKİKAT-I MUHAMMEDİ oluşunu, yine aynı vasfın ADEMİYET olduğunun, şu anda dahi farkında olmayışlarından kaynaklanmaktadır. İnanç sahibi ve DİN'i hakikiye aşina olanların bu olayı çok iyi değerlendirmeleri gerekir. RESULİYET müessesesinin, İLAHİ teknolojiyi beşer idrakına sunmasının getirisi çok iyi etüd edilmelidir. 2012’ye çok az bir zaman kalmıştır, olan olmuştur ve olacaktır. İnananların egosantrik davranışları bir an önce terk edip bu real drumu yeniden değerlendirip, Transandantal düşünce dalga boyu titreşimlerinde seyredilebilecek olan, görerek biliş ile imajinasyon kazanılması vasfını kazanmaları elzemdir. İMAN görerek elde edilen BASİRET’tir, biliştir. İnanmak yeterli değildir. Meditatif davranışlar düzene sokulmalıdır.
ALINTIDIR...