Gezegensel degisimin su anda deneyimlemekte oldugumuz semptomlarindan kisaca bahsetmek istiyorum. Her ne zaman yeni genetik kodlar ya da olanaklar aktive edilse, bir donem boyunca bagisiklik sistemimiz kapaniyor. Bu gereklidir. Bedenimiz dengeyi surdurecek ve olumlu olsa bile degisime direnecek sekilde programlanmistir. Degisime direnmek bagisiklik sisteminin islevidir. Boylece, yeni genetik yollara yer vermek icin bagisiklik sisteminin gecici olarak baypas edilmesi gerekir, ki bu da ates, agri-sizi ve yorgunluk gibi gribimsi semptomlara neden olur. Bedenimiz hastalandiginda, bagisiklik sistemimiz ates elementinin temizleyici gucunu kullanarak bizi tekrar dengeye sokmaya calisir. Bu temizleme faliyeti bedende 'ates' olarak ortaya cikar.. Biz tekrar sagligimiza kavustugumuzda, bedenimiz de yeni uyanmis genetik islevleri icerebilen yeni bir denge haline ayarlanabilir.
Burada tirtilar ile kelebekler arasinda ilginc bir paralellik vardir. Tirtilin yasaminda belli bir noktada yeni bir tur hucre olusmaya baslar. Bunlara 'hayali' hucreler denir. Tirtilin bagisiklik sistemi bununla bir sure savasir ama en sonunda karsi koyamaz hale gelir. Geriye hic bir savunma kalmadiginda, hayali hucreler yonetimi ele gecirir ve tirtil bir krizalit haline gelir. Bu koza hali icinde, hayali hucreler tum bedeni yeniden duzenliyerek en sonunda kelebek ana-kalibini yaratirlar. Bir gun krizaliti yeni bir dunya cagirir. Tam olarak olusmus kelebek kozasindan cikip kanatlanir, daha once hic bir tirtilin ucamadigi yerde cesaretle ucar!
Bugun Dunya uzerinde tum yasami etkileyen semptomlardan biri kuresel isinma olarak bilinen fenomendir. Eger Dunya'yi canli bir varlik olarak dusunursek, biz onun derisini kesmis, kemiklerini kirmis, akcigerlerini zehirlemis, ak kanini disari bosaltmis, kanini kirletmis ve ruhuna tecavuz etmis bulunmaktayiz. Onun buna daha ne kadar dayanabilecegi ya da iyilesip iyilesemeyecegi bilinmemektedir. Onun bagisiklik sistemi zayiflamaktadir. Ancak, ortaya cikan kuresel isinmanin aslinda ona bilmedigimiz bir bicimde hizmet ediyor olmasi, yeni genetik yollari yaratmak icin onun 'atesini yukseltiyor' olmasi mumkun mudur? O, krizalit ve kelebek bilincine muzzam bir gecise hazirlik olarak, kendini yani bir denge hali icine sokuyor olabilir mi? Atmosferik ozon tabakasindaki delikler yeni genetik malzemenin tohumlarinin ekilebilecegi kapilar olabilir mi?
Dunyanin manyetik kutuplarinin yer degistirme asamasinda oldugu bilinmektedir. Eger bu vuku bulursa, kisa bir zaman icin bir ' SIFIR NOKTASI' yasanacaktir.
Jeolog ve spirituel arastirmaci Gregg Braden 'Awakening to Zero Point' adli kitabinda bizim bu sifir noktasina yaklasmamiza iki seyin eslik edecegini soyler. Dunya'nin temel frekansi'nda bir artis ve elektro manyetik alanlarinda bir zayiflama. Bu simdiden olmaya baslamaktadir. Dunya'nin titresim frekansi yukselirken, dorduncu boyutun girisi onumuzde acilmaktadir. Dunya'nin elektromanyetik alanlari zayiflarken cevremizdeki evrenden gelen yeni genetik bilgiler dunyaya akabilir.
Dunya'nin temel frekansi olculebilir ve Schumann Rezonansi olarak bilinen sey tarafindan temsil edilir. Yirmi yil oncesine kadar, Dunya'nin Schumann Rezonansi 7.83 hertz civarinda sabit kalmistir. Sonra birden bu hertz tirmanisa gecmis 13 hertze yukselmistir.
Insanin Alfa beyin dalgasi kalibinin ya da 'esik bilincinin' 8 ila 13 hertz arasinda olmasi, beta beyin dalgasi kalibinin ya da 'uyaniklik bilincinin' 13 hertz ve daha ustu olmasi cok ilginctir. Gaia - Dunya - nin 13 hertze ulasmakta olmasi, onun uyanmakta oldugu anlamina mi gelmektedir?
Bu temel frekanslara kosut birsey de Dawid Hawkins'in 'Bilinc Frekanslari' adini verdigi seydir. Bilinc Frekanslari Skalasi 0'dan 1000'e uzanir, 200 civarinda bir donum noktasi gecirir. Biz 200'den sonra kendini-yikici deneyimlerden yasami yuceltici deneyimlere geceriz. Skalanin dibinde utanc vardir, sonra ilgisizlik-kayitsiz lik, buyuk uzuntu ve korku basamaklarindan cikarak, ofke ve grura gecilir ve en sonunda, 200 duzeyinde, cesarete ulasilir. Bu hat uzerinde cesaretle baslayarak, tarafsizliga, kabllenmeye, muhakemeye ve sonra, sevgi, ,sevinc ve huzura yukseliriz ve en sonunda 700'den itibaren degisik aydinlanma hallerine erisiriz. Bu skala boyunca yukselis bizim ruhsal tekamul yolculugumuzdur.
Hawkins'in sisteminde bana cok ilginc gelen sey, su anda dunya uzerindeki ortalama insan bilincinin 200'un cok altinda olmasina ragmen, ortak insan bilincinin bu cizginin uzerinde olmasidir! Bunun nedeni, bu skalada daha yuksek bilincte titresen her bir kisinin, 200'un altinda titresen bir cok kisiye karsi denge olusturmasidir. Skala logaritmik olarak yukselir. Ornegin bu skalada 500 duzeyinde bulunan sevgi titresimindeki bir kisi cizginin altindaki 750.000 bireye karsi bir denge olustururken, 700 duzeyinde titresen aydinlanmis bir kisi cizginin altindaki 70.000.000 kisiye karsi bir denge olusturur! 1000 duzeyinde titresen tek bir
avatar insanligin tum olumsuzlugunu tumuyle dengeleyebilir!
Isik savascilarinin uyanisi, dorduncu boyutsal zamana girisimiz ve Indigo ve Kristal cocuklarin dogusuyla birlikte, bizim bu bilinc skalasinda hizla kritik kutleye yaklastigimiza inaniyorum. Kritik kutleye eristigimizde hep birlikte buyuk bir uyanisla kendimizi doguracagiz.
Kiara Windrider'in Doorway to Eternity adli kitabindan Sevgi'yle alinti yaptim.
Asuman Altan
- Alıntı :
- http://www.kozmikruh.com/ates-kuresel-isinma-tirtillar-kelebekler-korkular-ve-yukselis
Anasayfa 
