Siz bir insanla diyalog içindeyken ve fikir alışverişinde bulunurken “Tamam, Vay, İşte bu!” tipinde bir duyguyu bütün vücudunuzda hiç hissettiniz mi?
Ben bu hali, birkaç yıl önce değerli dostum usta radyestezist Bill Cox ile birlikteyken yaşadım. O, çevresindeyken, sahip olduğu bilgiyi paylaşmak için yanımda hep teyp taşımak istediğim bir insandı.
Bir gün Bill’le beraber yürürken değişik radyestezi hislerinden ve deneyimlerinden, radyestezi yolunun bize sunduğu şeylerden konuşuyorduk. Biz radyestezistlerin birçoğunun normal hissiyatı için kullanılan woo woo sözcüğünün anlatmak istediği şey, bazı kişiler tarafından DDA (Duyular Dışı Algılama) olarak düşünülmektedir. Bu “dışı”lık durumu hiç de “dışı” olmayıp, Bill Cox’un belirttiğine göre bir genişletilmişlik halidir, yani Duyular Dışı Algılama değil Genişlemiş Duyusal Algılama’dır. Zihnim çılgın gibi çalışmaya başlamıştı.
Durugörü: Normalde görünür olmayan nesneleri fark etmektir. Duruişiti: Normalde işitilir olmayan sesleri işitmek veya algılamaktır. Durudokunma: Normalde dokunulabilir veya hissedilir olmayan nesneleri hissetmektir. Durutadım: Normalde tadılabilir olmayan şeylerin tadını almaktır. Durukoklama: Normalde koklanabilir olmayan kokuları algılamaktır.
Tüm bu genişlemiş duyular, istenen bir görevin tamamlanması için gereken enformasyon tefriki için kanal olan radyestezistlerin erişimine açıktır.
Bazı radyestezistlerin herhangi bir araç olmadan radyestezi yaptığı iyi bilinen bir şeydir. Onlar genişlemiş duyularını mı kullanıyorlar? Ben böyle olduğuna inanıyorum.
Durutadım: Bill Cox gibi usta radyestezistlerle konuşmak oldukça eğiticidir çünkü Bill radyestezi yaparken genişletilmiş duyusal algılamayı kullanmaktadır. Bu onun radyestezi yaparken suyu tatmasını sağlamaktadır. Eğer suda sülfür varsa o zaman sülfürün tadını alacaktır. Yoksa bu bir dezavantaj mı? Bence hayır, çünkü bilgiyi genişlemiş duyusal algılama vasıtasıyla almaktadır.
Durukoklama: Fiziksel duyumda koku ve tat alma ile oldukça bağlantılıdır. Burada gene suya atık madde karışıp karışmadığını görme avantajına sahipsiniz. Eğer atık, petrol ürünü ise genişlemiş koku alma duyusu bunu size haber verecektir.
Durugörü: Bazı radyestezistler çalışmaları sırasında durup kendilerini konsantre ederek yeraltında akan su kanallarını gördüklerini söylemekteler. Birbirinin üstünden geçen, çatallaşan damarlar hakkındaki bütün bu bilgiler radyesteziste, kuyu açmak için en uygun mevkiyi sağlamaktadır.
Durudokunma: Suyu hissedebilme kabiliyeti, özellikle de ısısını hissedebilme kabiliyeti bazı avantajlara sahip olabilir; hele hedefiniz sıcak su veya termal su kaynağı ise.
Duruişiti: Son olarak ses -evet işitme!- suyun akarken çıkardığı sesi işitmek.
Daha önce enformasyonu “tefrik etme” tanımını kullandım. Bu önemlidir çünkü biz radyestezistlerin yaptığı şeyin bu olduğuna inanıyorum. Bir kuyunun ne kadar derin kazılacağına, bujilere giden telin distribütor kapağının neresine bağlanacağına veya birisinin evinin altındaki zararlı enerjilerin yerinin neresi olduğuna dair sorulara bir cevap bulmada bize yardımcı olan şey çevremizle ilgili farkındalığımızı artırmak, genişlemiş duyusal algılamamızı kullanmaktır.
Bu genişlemiş duyulara erişme becerisini beslemek, geliştirmek bize kalmıştır ama bunun da ötesinde, bu genişlemiş duyusal algılama, bunları doğru biçimde kullanma sorumluluğunu da beraberinde getirir. Bu konuyu, neyin doğru olduğu ve bu genişlemiş duyuların gerçekten ne için olduğunu sizlerin kalbinize bırakıyorum.
DDA’yı radyestezinin içine aşılayabilir miyiz? Bence bunu yapabiliriz. “Öğrenmek” yerine “aşılamak” kelimesini kullandım çünkü benim için “aşılamak” bir süreci beslemek ve önemsemek anlamına gelir. DDA’yı denemek ve doğru metotla uygulamak pratik yapmayı, sabrı ve temkini gerektirir. Pratik yapmak elbette ki anahtardır ama diğer ikisini yapmadan kapıyı tamamen açmayacaktır. Pratik ve deney yapma, gözümüzdeki perdeyi kaldıracaktır. Pratik yapma tuğlaları, süzgeçleri, hayatımıza veya o andaki radyestezi çalışmalarına uygun olmayan inançları ortadan kaldıracaktır. Bloklar duygusal, sosyal veya fiziksel olabilir. Burada hissettiğimiz şeyin farkındalığı esastır. Hissettiklerinize güvenin!
Bana göre radyestezi bir kişinin saf potansiyeli ile alakalıdır. Bakmak yerine görmeyi öğreniriz. Dokunmak yerine hissetmeyi öğreniriz. Dinlemek yerine işitmeyi öğreniriz.
Holografik bir evrende yaşadığımız fikri benim için dolambaçlı bir bağ gibidir. İç içe örülü evren, seçtiğimiz bir derecede deneyimleme yapmamız için buradadır.
Radyestezi söz konusu olduğunda beni heyecanlandıran şey “sınırsız şuurluluğumuzun kapısını açmak için bir anahtar” olmasıdır. Açık bir zihin ve açık bir kalp, yeni bir anlayış için pasaport olabilirler. Sufi ustası Mevlana şöyle yazmıştır:
“Merkezdeki berrak boncuk her şeyi değiştirir. Şimdi sevgime engel hiçbir kenar köşe yok.
Bir zihinden diğer bir zihne açılan bir pencere olduğunu duydum.
Ama zaten hiç duvar yoksa pencereye veya küçük kapıya gerek de yok.”
American Dowser Dergisi, No.2, Bahar 1995 sayısından çeviren: Burak Erker