1863’TE Alman kimyacı August Kekulé, aromatik bileşiklerin kimyasal yapısı, özellikle de benzendeki hidrojen ve karbon atomlarının nasıl bağlandığı sorunu ile karşı karşıya kalmıştı. Bir gün rüyasında benzen molekülünü, bir daire oluşturan ve kendi kuyruğunu yutan bir yılan olarak “gördü”. Kekulé uyandığında, karbon atomlarının bir halka oluşturmaları gerektiğini fark etti.
Buhar motorunu icat eden James Watt da, erimiş kurşunu yüksekten suya düşürerek kurşun bilyanın nasıl yapılacağını rüyasında gördü. Rüyadaki görüntü sağanak halindeki yağmurdu ama anlaşılan Watt, şuuraltı ile son derece iyi temas halindeydi çünkü bunu doğru bir biçimde yorumlayabilmişti.
Ünlü fizikçi James Rutherford da bir akşam işten eve dönerken tramvayda uyuya kalmış ve rüyasında, uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve bugünkü modele de öncülük etmiş olan atom modelini görmüştü.
On dokuzuncu yüzyıl İsviçreli paleontoloğu Louis Agassiz, uyandığında bir türlü hatırlayamadığı bir balık fosilinin yapısını birkaç kez rüyasında görmüştü. Ayrıntıları not edemeden iki kez rüyanın izleri kaybolmuştu ama üçüncü gece yatağının başucuna bir not defteri yerleştirdi ve rüyasında gördüklerini not etti. Gün ışığında notlarına baktığında ise, bunların bir anlam ifade edeceğinden kuşku duydu, ancak notlar denendiğinde, gerçeğe mükemmelen uymuştu.
Birçok yazar, romanlarının bütün konusunu rüyalarında görmüşlerdir. Charles Dickens, tam biçimlenmiş haldeki karakterlerin hepsinin, uyuklamakta olan zihninin önünden geçtiğini sıklıkla görmüştür. Samuel Taylor Coleridge, Kubla Han adlı epik şiirini tek bir rüyada görmüş ve ertesi sabah büyük bir bölümünü hafızasından yazıvermiştir. Ancak, yakındaki köyden gelen biri tarafından dışarı çağırılınca, sonunu unutuvermiştir.
Daha yakın zamanlarda Hamley’s mağazasında, Rubik oyuncakları üstünde uzman olan Angus Laverny; yüz milyar permütasyonu olan Rubik’in Saati’nin çözümünü, oyuncağı 1988’deki bir oyuncak fuarında gördükten sekiz hafta sonra rüyasında görmüştür. Şimdi problemi on sekiz saniyede çözebilmektedir.
Bir sorunu düşünüp “uykuya yatmak” karlı gibi görünmektedir. Anlaşılan o ki, Nobel ödüllülerin de, sokaktaki adamın da sorunlarının çoğu rüyalar, yani şuurdışına giden kral yolu kullanılarak çözülebilmektedir.
The Encyclopaedia of the Paranormal adlı kitaptan
Çeviren: Yasemin Tokatlı